Bu bedevi şansı çok acayip bir şey. İnsanı bir kez yakaladı mı peşini bırakmıyor. Hayatımın her döneminde bu şansa sahip olmuş bir insan olarak artık alışsam da başıma gelen çeşitli olaylar karşısında halen zaman zaman şaşırabiliyorum.
Örneğin bu bedelli askerlik konusu. Bunca yıl sonra bedelli askerlik çıktı. Üstüne üstlük ben de bundan yararlanmak için gereken şartları sağladım. Bir şekilde parayı da denkleştirdim. Dedim artık bu noktadan sonra bir aksilik çıkmaz. Ama öyle olmadı tabi ki ve şans yine yüzüme güldü. Bedelli askerlik başvurularının yapılma süresi benim Yeni Zelanda'da olduğum süreyle nerdeyse bire bir örtüştü. Sonuç olarak Türkiye'de bu işi halledemedim. Dediler ki konsolosluktan halledersin. Hımm tabi, kesin hallederim! Bir kere Yeni Zelanda'daki Türk Konsolosluğu Wellington şehrinde. Benim bulunduğum Dunedin'den Welington'a uçakla bir buçuk saat sürüyor. Gidiş geliş masrafı 400 TL kadar. İşi bir gün de halledemezsem ki benim durumumda çok muhtemel, bunun üstüne bir de otel parası girecek. Ama benim esas düşündüğüm konu bu değil, bu işi benim konsolosluktan nasıl halledeceğim. Türkiye'deki askerlik şubesinin bu konuyla ilgili zerre kadar bir fikri yok. Tek dedikleri konsolosluktan halledilebiliyor. Olabilir, askerlik şubesi konsolosluğun işini ne bilsin diyerek konsolosluğa telefon edip bilgi almaya karar verdim. Telefona çıkan arkadaşla yaptığım konuşmada geçen şu cümle bitirici darbeyi indirdi. "Valla bize de yapılabileceğini söylediler ama başka form falan gelmedi, sen nasıl yapılacağını öğren, gereken formları bize ulaştır, hallederiz!". Oldu canım! O zaman beni de konsolos yapın bari siz oraya, madem bu işleri ben halledeceğim! Konuyla ilgili başka bir şey demiyor ve kendime hakim olmaya çalışıyorum...
Bir başka konu da bu yeni sosyal güvenlik yasası. Bu kadar zamandır sigortalı çalışıyorum. Tam altı aylığına (o da keyiften değil) işi bıraktım, onda da yok artık çalışmayan da prim ödeyecek, vay efendim gelir beyanı yapılacak bilmem ne, bir sürü ıvır zıvır çıktı başıma. İşin saçmalığı ben sosyal güvence istemiyorum kardeşim, gitmeyeceğim senin hastahanene de diyemiyorsun. İlla ödeyeceksin prim. Sanki bu güne kadar ödediklerimizin bir hayrını görmüşüz gibi! Ne diyeyim, şans benimle olsun!
Bir başka konu da bu yeni sosyal güvenlik yasası. Bu kadar zamandır sigortalı çalışıyorum. Tam altı aylığına (o da keyiften değil) işi bıraktım, onda da yok artık çalışmayan da prim ödeyecek, vay efendim gelir beyanı yapılacak bilmem ne, bir sürü ıvır zıvır çıktı başıma. İşin saçmalığı ben sosyal güvence istemiyorum kardeşim, gitmeyeceğim senin hastahanene de diyemiyorsun. İlla ödeyeceksin prim. Sanki bu güne kadar ödediklerimizin bir hayrını görmüşüz gibi! Ne diyeyim, şans benimle olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder