10 Nisan 2012

yeni zelanda'da zaman kayması

Bu yaz saati kış saati olayı hep kafamı karıştırmıştır. Hangisinde ileri alıyorduk, hangisinde geri alıyorduk, ve hatta, ileri almak ne demek, geri almak ne demek, vs vs... Öte yandan eskiden en azından sadece saati geri mi alacağım ileri mi alacağım diye düşünürdüm. Şimdiyse işin içine zaman dilimi ve o da yetmezmiş gibi bir de Kuzey ve Güney Yarımküre farkı girdi. Zaman dilimi hadi neyse de bu yarımküre olayı bitirici darbe oldu.

Burada haftalık olarak yaptığım iki toplantı var. Birincisi buradaki danışmanım Michael ile olan toplantılarım ki buna (esas doktora danışmanım) Pınar da (laubaliliğimi mazur görsün) Skype üzerinden katılıyor. İkincisiyse yine Pınar ve Özgür (bilmeyenler için doktoradan arkadaşım) ile Skype üzerinden yaptığımız toplantılar.

Buraya ilk geldiğimde Türkiye ile zaman farkı +11, Amerika ile ise (Doğu Zaman Dilimi) +18 saatti. Bu durumda Michael ve Pınar ile olan toplantıları sorunsuz bir şekilde Yeni Zelanda'da sabah 10 ve Amerika'da (önceki gün) öğleden sonra 4'de olacak şekilde ayarladık. Pınar ve Özgür ile olan toplantılardaysa işin içine bir de Türkiye girince olay daha bir karıştıysa da Özgür akşam 10'da toplantı yapmayı kabul edince Yeni Zelanda'da sabah 9, Türkiye'de Akşam 10 ve Amerika'da da öğleden sonra 3'de olacak şekilde bu toplantıları da ayarladık.

İlk başta her şey yolunda gitti. Ta ki yaz saati uygulaması denen illet ortaya çıkana kadar. Bu illet önce 11 Mart'ta Amerika'da baş gösterdi. Amerika yaz saatine geçince saatler bir saat ileri alındı ve fark +17 oldu. Michael ve Pınar ile olan toplantıları sabah saat 10'dan 9'a çekerek sorunu çözdük. Özgür ve Pınar ile olan toplantılarda da Pınar açısından toplantıyı 3'den 4'e alınca mesele kalmadı. Yaz saati illeti daha sonra Türkiye'ye sıçradı ve 25 Mart'ta saatler bir saat ileri alındı. Böylece Türkiye ile saat farkı +10 oldu. Bu sorunu da Özgür açısından toplantıyı 10'dan 11'e çekerek (ve Özgür'ün toplantılara yatağından pijamalarıyla katılmasıyla) hallettik.

Tam her şey yoluna girdi derken yaz saati illeti sonunda Yeni Zelanda'ya da sıçradı. Aslında Amerika ve Türkiye'den sonra Yeni Zelanda'da da yaz saatine geçilince her şeyin ilk haline geri dönmesi gerektiğini düşünüyor insan. Ancak ne yazık ki o iş öyle olmuyor! Çünkü Yeni Zelanda Güney Yarımküre'de ve bu nedenle aslında yaz saatine değil kış saatine geçiyor. Yani saatler ileri değil geri alınıyor! Bunu ilk fark edişim çok komikti. Michael ve Pınar ile toplantı yapıyorduk. Saat konusu açıldı. Ben az önce yazdığım mantıkla, oh ne güzel toplantılar yine 10'da olacak diye düşünürken, Michael toplantıları 8'e mi çekeceğiz diye sordu. Ben o noktada mala bağladım! Sanırım Pınar da önce tam anlam veremedi ama o işi çabuk toparladı. Bense bir süre daha Michael'ın suratına bön bön bakmaya devam ettim. Sonra bir anda jeton düştü, ve ardı sıra gelen yoğun bir hayal kırıklığını takiben bir hayattan soğuma, vs vs...

Sonuç olarak Michael ve Pınar ile olan toplantılar için iki çözüm mevcuttu. Ya Michael ve benim açımdan toplantıyı sabah 8'e çekecektik yada Pınar açısından akşamüstü saat 5'e alacaktık. Mantıklı olan ikinci seçenek gibi görünse de Pınar'ın akşamüstü çocuklarını okuldan alması gibi bir durumu olduğu için bu seçenek mümkün olmadı. Sonuç olarak orta yolu (Michael'a da ayıp olmasın diye) bizim açımızdan sabah 8.30, Pınar içinse akşamüstü 4.30 olacak şekilde bulduk. Özgür ve Pınar ile olan toplantılardaysa "Michael'e ayıp olmasın" faktörü ortadan kalkınca Akın'a zaten ayıp olmaz diyerek toplantı saatleri benim için sabah 7.30, Özgür için akşam 10.30 ve Pınar için de akşamüstü 3.30 olacak şekilde ayarlandı (bu toplantıların geleceğiyle ilgili ciddi şüphelerim olduğunu buradan herkese belirtmek isterim!).

Yaz saati uygulamasının olmadığı bir gelecek umuduyla...

Not 1: Bunun bir de Afyon'da zaman kayması şeklinde olanı mevcuttur. Bazı malum arkadaşlar o günü iyi hatırlarlar :)

Not 2: Internet öncesi zamanlarda saati doğru ayarladığını kontrol etmek için TRT'nin Teletex'ini benden başka kullanan zat var mıdır aranızda?

Not 3: Zamanını burada yazanlardan daha iyi bir şeyler okuyarak geçirmek isteyenler için PKD'den Martian Time-Slip'i öneririm.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

haha çok eğlendim:)
lost adasına dönmişsün,
orda da yıl 2012 di mi bi yanlışlık olmasın????

BaSak dedi ki...

Artik Ozgur degil sen yataktan pijamalarinla katilirsin toplantilara :)

Adsız dedi ki...

Okurken ben de bir an, tamam iste algoritma resetlenecek simdi derken yarimkure olayi ile bombayi vurdun :) Bilim teknik'in arka sayfasindaki bilmecelere donmus sizin optimal toplanti saati bulma olayiniz.

Can K. - Kavakli olan degil :)